🪄 Sözlü Mülakatta Torpil Nasıl Yapılır

FCIN. 2,5 yaşındaki Kadir Gezer’in ölümü, Nisa bebeğin sağlık durumu ve mülakatta kasıtlı eleme iddialarıyla ilgili Aile ve Sosyal Hizmetle Bakanı Derya Yanık CNN Türk canlı yayınında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Dicle Canova’ya konuşan Bakan önemli mesajlar verdi. Bakan Yanık’ın açıklamaları şöyle;2,5 YAŞINDAKİ OĞLUNU ÖLDÜREN BABA Çok üzgün olduğumu ifade etmem lazım. Bababası ya da ailedeki herhangi birisi tarafından öldürüldüğü iddiası bile bizim için yeterince sarsıcı iddiadır. Kadir’le ilgili 26 Nisan’da bize ihbar gelmiş. 28 Nisan’da arkadaşlarımız inceleme yapmışlar. Fakat her hangi bir bulgu yok. Baba evde yok. Dede ve aile fertleriyle görüşüyorlar. Anne Ankara dışında. Arkadaşlarımız bununla yetinmiyor, babayı kuruma çağırıyor. Varsa da bir şiddet ölüme götüren süreç sonrasında oluyor. Hiçbirşey yapılmadığı iddiası biraz haksız bir iddia olur. Kendi idari soruşturmamızla gereğini yaparız. NİSA BEBEĞİN SAĞLIĞI NASIL? Yönlendirici olmak istemem. Kanaat paylaşmak doğru olmaz fakat şu ana kadar arkadaşlarımızın bir ihmali olduğu bulgusu yok. 0-6 ay arası çocukların kusma reflekslerinde çokça karşılaşılan bir husus. 1 Nisan sabah saatlerinde arkadaşlarımızın bebek kamerasında. Kameradan tespit ettikten sonra müdahale ediyorlar çocuğun hareketlerinde değişiklikler var ve müdahale ediyorlar. Yatırma pozisyonu önemlidir kuşkusuz. Bütün kamera görüntüleri, beslenme saatleri kimler sorumlu, tıbbi müdahalenin nasıl yapıldığı sonraki hastane süreciyle ilgili bütün verileri topladık. Okul öncesi eğitimde iş birliği protokolü Tıbbi ve idari anlamda soruşturma yapılıyor. Nisa bebek hayati tehlikeyi atlattı sondayla besleniyor. Şükürler olsun ki hayati tehlikeyi atlattı. Henüz daha nefes şeyi tam yerin gelmedi. Doktorlar hastanede daha uzun süre kalmasını doğru bulmuyorlar enfeksiyon sebebiyle solunum cihazını temin ettik bakanlık olarak onu hastane dışında onu özel bir bakıma alacağız. Takibini biz bakanlık olarak yapacağız. Henüz kalıcı hasar olup olmadığın tespit etmedik bebek çok küçük olduğu için. Bu ilerleyen dönemde bebeğin hareketleriyle belli oluyor. “AİLE HALA ÖNEMLİ BİR KURUM” Aile ile ilgili umutsuzluk söylemi var bazı çevrelerde ama veriler bunu desteklemiyor. Yaşadığımız dönem, eğitim, iş hayatı gibi çeşitli dinamikler aile kurma yaşını değiştirdi ve ilerleyen yıllara yaydı. Gençlerle ilgili dünyada da böyle. Yapılan araştırmalarda aile hala önemli bir kurum. Türkiye’de aileyi önemseme yüzde 99. Dünyada en düşük oran yüzde 93’le Hollanda’da. Bizim kültürümüzde aile çok kıymetli ve korunması gereken bir başlık. Nasıl bir aileyi koruyacağız? Biz dolayısıyla iyi bir aile olsun, aile içindeki marazlar ayıklansın, şiddet, istismar problemleri yaşanmasın. Hayata hazırlayan ailemiz olsun diye çabalıyoruz. “MÜLAKATTA KASITLI ELEME” İDDİALARI İşe alım mülakatlarında kesinlikle torpil’ yok. Sınavı kazanan adayların KPSS puan ortalamasıKPSS puan ortalaması sınavı kazanan adayların sözlü sınav puan Dolayısıyla öyle 60’lar, 50’ler kafalarına göre aldılar vs. değil. Biz siyasetçiyiz. Bu tür tartışmalara, yok torpildi, yok istediğinizi aldınız, kendi yakınlarınızı koydunuz’ biz bunlara alışığız. Ama 4 bin 175 personel almışız. Bu çocukların hepsi 30 yaş altı çoğunlukla. Emeğiyle giren çocuklara kimse bu muameleyi yapmaya hakkı yok. Ben alışığım ben cevabını veririm. 2 Mart 2022 ile 12 Nisan 2022 arasında Bakanlığımız merkez binalarında 8 ayrı komisyon mülakat yaptık. Komisyonlarımızın tamamı yönetici pozisyonunda… Yönetici pozisyonundan kastım şu; genel müdür, genel müdür yardımcısı, daire başkanı. Komisyon üyelerinin en düşük ünvanı daire başkanıydı. 1,5 ay boyunca ben bakanlığı kilitledim. 1,5 ay boyunca bütün yönetici kadroları bu mülakatlardaydı tek tek. Fotoğraflar var, paylaştığımız şeyler var. En aşağısı daire başkanı pozisyonunda. 1,5 ay boyunca, Telegram konuşmalarından bahsediyorlar. Geldi o konuşmalar bana. Efendim baştan belliymiş zaten.’ 1,5 ay ben niye mülakat yaptıracağım bütün yönetici kadroma? Akşama 6’ya kadar mülakat yapıp 6’dan sonra Bakanlıktaki asli görevlerini yapıyorlar. Niye yapayım 1,5 ay deli miyim ben? O zaman listeler hazır alırım, geçer giderim. Kimsenin de ruhu duymaz. 1,5 ay tek tek mülakat sınav sırasında adaylara ben de bir kısmına gidip gözlemci olarak katıldım. Cam fanustan soru çektiriyoruz, karşısına bilgisayar ekranı var. Ekrandan soru karşısına çıkıyor. Cevabı arkasına yansıtılıyor. Cevabı verip vermediğini, doğru verip veremediğini dönüp baksa görecek. O kadar şeffaf. Bizim normalde 6 bin kadromuz var. 6 bin sözleşmeli personel için kadro açtık. Bin 805 sözleşmeli pozisyon özel mesleki nitelik gerektirmediği için doğrudan KPSS puanıyla atadık. Kim bunlar? Destek personeli, teknisyen, güvenlik görevlisi… Bunları direkt KPSS puanıyla atadık. 20 adet hekim bu da doğrudan doğruya Sağlık Bakanlığı tarafından kura sonucu bize yönlendiriliyor. Geriye kalan 4 bin 175 sözleşmeli pozisyon özel mesleki gerektirdiği için. Kim var bunların arasında? Psikologlar, sosyal hizmet uzmanları, diğer bakım personelleri, çocuk gelişimcileri var. Bu adaylara da özellikle sözlü sınav yaptık. Neden? Çünkü bizim hizmet verdiğimiz grupların tamamı kırılgan gruplar. “BİZİM İŞİMİZDE KRİTER TEK BAŞINA KPSS OLAMAZ” Kadir Gezer’i konuşuyoruz. Kadir Gezer’in ailesine giden bir sosyal hizmet uzmanının ya da bir psikoloğun ya da bir pedagogun ya da bir çocuk gelişimcinin bu hassasiyeti taşıması lazım. Bu farkındalığı taşıması lazım. Hiç kimse kusura bakmasın. Bu kadar net sölüyorum. Bunun her türlü de dayağını yerim, her türlü tartışmasını da yaparım. Ben bu kadar kırılgan gruplara hizmet verirken, bu hassasiyeti taşımamış 100 değil 102 alsın KPSS’den. Bizim işimizde kriter tek başına KPSS olamaz. İcra edebilme ve kabiliyet. Biz sadece burada bakış açımızı ve yaptığı süreçle ilgili hassasiyetimiz. Sayılar vereyim. KPSS puanı üzerinden gidiyor hep mesele. 4 bin 175 pozisyon için KPSS sıralamasına göre 12 bin 525 3 katına adayı sözlü sınava çağırmışız. Snra bu adaylar 2 bin 272’si sınava gelmemiş. 10 bin 253 aday sözlü snava katılmış. Yani davet edilen adayların yüzde 82’si katılmış, yüzde 18’i zaten katılmamış. 10 bin 253 aday arasından da 4 bin 275 pozisyonu biz tek tek çerçeve sorularla, mesleki sorularla, genel kültür sorularıyla aslında daha çok adayın talip olduğu işi yapma kapasitesinin isteğinin ve farkındalılığının olup olmadığı. Arkadaşlarımızla anbean takip ettim 1,5 ay süresince. Genel olarak bütün grupların söylediği bir şey vardı. Evet KPSS’si çok yüksek olanlar var. Onlar zaten başka yerlere atandıkları için gelmediler. Adayların arasında böyle çok uçurum şeyler yok. Ben 3. sıradaydım beni 175. sıraya atmışlar.’ Zaten virgülden sonra oynayan puanlardan bahsediyoruz. Puanlar zaten birbirine çok yakın. Arkadaşlarımızın söylediği şey şuydu mesela; Daha ortalama 80-75 arası ya da 85-80 arası. Gruplara göre değişiyor. Daha orta grupların dikkati daha yoğundu. KPSS puanları yüksek olanların çok kapanmış, çalışmış değil tabi. Genel olarak ortadaki gruplar çok daha hevesli ve dikkatli, yapacağı işe odaklanmış gibi. Kişisel yorumları da vardı. Bu süreci tek tek takip ettim. RÜŞVET İDDİALARI Rüşvet iddiası tümüyle yalan. Bizim il müdürlerimiz mülakatta yok. Şöyle bir cümle; Kendini tanıttı, benden rüşvet istedi’ vs. Bir il müdürünün bir adayı bilip gidip arayıp kendisini tanıtıp, Ben il müdürüyüm. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na ait il müdürüyüm. Sana mülakatta kazandırırım’ demesi kadar absürd bir şey var mı? Buna nasıl inanabilirsiniz? Yazmış ve Telegram grubunda hesabı kapatıp kaçmış. Belli ki provokasyonlar olur. Ama aklı başında insanlar bir şeyin manipülasyonunu, provokasyonunu, yalan mı, değil mi olduğunu bilir. TERCİH BAŞVURULARI NE ZAMAN BAŞLAYACAK? Tercih başvurularını Cumaya yetiştirmeye çalışıyoruz, en kötü ihtimalle Pazartesi inşallah. Rumico Genç bir hukukçunun Hakimlik-Savcılık sınavları ile ilgili isyanı, Türkiye'nin en can yakıcı sorunlarından biri olan atamalarda 'liyakat' kriterindeki aksaklığı bir kere daha gündeme getirdi. Mahpare Tanın, üç kez girdiği Hakimlik-Savcılık sınavlarının hepsinde 'sözlü mülakatta' elenince çaresizliğini sosyal medyaya döktü. Tanın "Üç sınavda da dereceye girdim. FETÖ'cü değilim, terörle bağlantım da yok. Sadece arkamda bir 'dayım' veya cemaatim olmadığı için mi" diyerek isyan etti. Kaynak Karar Eklenme 05 Ağustos 2019 1038 Hukuk fakültesini birincilikle bitiren ve yüksek lisans yapan genç avukat Mahpare Tanın, hakimlik ve savcılık sınavlarını dereceyle kazanmasına rağmen mülakatlarda hiç bir gerekçe sunulmadan elenmesi sonrası sosyal medyada isyan etti. Avukat Tanın'ın isyanı devlet kadamelerinde liyakatın ne kadar da önemli olduğunu bir kez daha gündeme getirdi. Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesini okul birinciliği ile bitirip hakim ve savcılık sınavına giren, ilk sınavda 18 bin 753 kişi aday arasında 127'nci sırayı alan, ikinci sınavda ise yaklaşık 10 bin kişi içinde 205'inci olan avukat Mahpare Tanın, hakimlik savcılık mülakatında hiç bir gerekçe sunulmadan elendi. Anadil seviyesinde İspanyolca ve iyi derecede İngilizce bildiğini de belirten genç Avukat Tanın, hakim ve savcılık sınavında yaşadığı süreci sosyal medyada şu paylaşımla duyurdu "Elendiğimi diğer sınavdan bir gün önce öğrendim. Ağlaya ağlaya sınava girip ikinci sınavda da yaklaşık 10 bin kişi içinde 205. oldum. Yine elendim. Bu yıl hiç çalışmadan girdim yine kazandım ve elendim. FETÖ'cü değilim, terörle bağlantım yok. Peki neden mi elendim? Çünkü siyasi parti üyesi ya da tarikatlı dayım yok, hiçbir cemeaate bağlı değilim! Hakim savcı alırken bile torpil yapılıyor bilinsin istedim. İyi geceler, uyumaya devam edelim." Aynı zamanda biyokimya bölümünü de ilk üniversitesi olarak bitiren Tanın 1 bin 753 kişi arasında 127'nci olduğu sınavda 90 puan aldığını da belirtti. Paylaşımından dolayı kısa sürede on binlerce kişi tarafından destek gören Mahpare Tanın, sosyal medya hesabından sınav sonuç belgelerini ve aldığı puanların belgelerini de yayınladı. Ayrıca Tanın , paylaşımı sonrası kendisine yönelik verdiği bilgiler gerçek değil eleştirileri sonrası okul birinclik belgesini de hesabından duyurdu. Tanın paylaşımında şu ifadeleri kullandı "Bazıları tereddüt ettiğini belirtmiş. Hukukçu olmak belgelerle cevap vermeyi gerektirir. Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2016 Dönem Birincisi olduğum, Ege Üniversitesi 2009 mezunu olduğum fakültelerden teyit edilebilir." Twitter'dan takip etmek için tıklayınız Bu Habere Tepkiniz CNN Türk canlı yayınına konuk olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, torpil iddialarını kesin bir dille yalanladı. Yanık, "Kesinlikle torpil ve rüşvet yok. Süreci şeffaf yürüttük. 10 bin aday mülakata girdi. Adayların talip olduğu işi yapma isteği ve farkındalığı olup olmadığını tespit ettik." dedi. CNN Türk ekranlarında Dicle Canova'nın konuğu olan Bakan Yanık, 4 bin 175 kişilik personel alımında KPSS puanı yüksek olan adayların mülakatta elendiği iddiası sonrası başlayan tartışmalara da değindi. Yanık, "İşe alım mülakatlarında kesinlik 'torpil' yok. KPSS puan ortalaması mülakat ortalaması Süreci çok şeffaf şekilde yürüttük. Bizim işimizde kriter tek başına KPSS olamaz. Adayların puanları arasında büyük uçurumlar yok. Mülakatı geçmek için rüşvet iddiası tümüyle yalan." dedi. 8 Ayrı Komisyonla Mülakat Yaptık Mülakat süreci hakkında açıklamalarda bulunan Bakan Derya Yanık şu ifadeleri kullandı "Bu çocukların hepsi 30 yaş altı çoğunlukla. Daha hayata yeni başlayan çocuklara kimsenin bu muameleyi yapmaya kimsenin hakkı yok. 8 ayrı komisyonla mülakat yaptık. Komisyonların tamamı yönetici pozisyonlarında. En düşük unvanlısı daire başkanıydı. ay boyunca binayı kilitledim, mülakattaydılar. En aşağı unvanlı mülakat yapan daire başkanıydı. Baştan belliymiş zaten deniyor. ay niye mülakat yaptıracağım? İşe alım mülakatlarında torpil yok. Cam fanustan soru çektiriyoruz, cevap veriyor. Cevabı arkadaki ekrana yansıtılıyor. Destek personeli, şoför, güvenlik görevlisi gibi unvanları direkt atadık. Psikolog, sosyal hizmet uzmanı, meslek personeli, bakım personelleri, çocuk gelişimcileri var. Bu adaylara da sözlü sınav yaptık. Hizmet verdiğimiz gruplar kırılgan gruplar. ’KPSS Sıralamasına Göre Çağırdık’’ Kadir Bebek'in ailesine giden personelin hassasiyeti taşıması lazım. Bunun her türlü dayağını da yerim, tartışmasını yaparım. Mesleği icra edebilme yeteneği ve kabiliyeti olmalı. 4175 pozisyon için KPSS sıralamasına göre 12525 adayı sözlü sınava çağırdık. Bu adaylardan 2272 sınava gelmedi. 10253 aday sözlü sınava katılmış. Davet edilen adayların yüzde 82'si katılmış. Çerçeve, mesleki, genel kültür sorularıyla adayın talip olduğu işi yapma isteği ve farkındalığı olup olmadığını tespit ettik. KPSS'si yüksek olanlar var. Adayların arasında çok uçurum şeyler yok. Ben 3'üncü sıradaydım beni 175'inci sıraya atmışlar. Virgülden sonra oynayan puanlardan bahsediyoruz. Daha ortalama grupların farkındalığı ve dikkati daha yoğundu. KPSS puanı yüksek olanların çok kapanmış, çalışmış, ortadaki gruplar çok daha hevesli ve yapacağı işe odaklanmış gibi kişisel yorumları vardı. Rüşvet İddiaları Asılsız Rüşvet iddiaları tümüyle yalan. Konuşmalar burada. İl müdürleri mülakatta yok. Kendini tanıttı, benden rüşvet istedi vs... İl müdürünün bir adayı bilip gidip arayıp kendisini tanıtıp sana mülakatta kazandırırım gibi absürt bir şey var mı? Buna nasıl inanabiliriz. Telegram'da bunu yazan hesabı kapatıp kaçmış. Sınava bile girmeyenler sosyal medyadan yazıyor. 4175 yerleşecek çocuk için bu açıklamayı yapıyorum. Tercih başvurularını Cuma'ya yetiştirmeye çalışıyoruz, yetişmezse Pazartesi açıklayacağız." KAMU İLANLARI VE MEMUR ALIMLARINDAN ANLIK OLARAK HABERDAR OLMAK İÇİN UYGULAMAMIZI İNDİRİN. SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZI TAKİP EDEREK TÜM İLANLARDAN ANINDA HABERDAR OLUN! / / dikkat çekmesi gereken bir konudur. mülakat demek bu ülkede torpil demektir, subjektiflik demektir. devlet çatır çatır torpille adam alıp liyakatı ayaklar altına alırken her sike car car konuşan reisçi, eski solcu yeni liboşları, islamcıyım demeye utanan çakma liberlaleleri falan asla göremeyeceğiniz zor, nereden daha mağduriyet çıkarırız onu arıyorlar. öğretmenlerin mülakatla alınmasına dair ilgili yönetmeliğin maddesine hemen bir göz atalım,madde 15 - 1 sözlü sınavda 60 ve üzerinde puan alanlardan sözleşmeli öğretmenliğe atanmak üzere başvuruda bulunanların atamaları, sözlü sınav puanı üstünlüğüne göre tercihleri de dikkate alınarak ilan edilen kontenjanlar dahilinde elektronik ortamda gerçekleştirilir. puan eşitliği halinde kpss puanı üstünlüğü dikkate alınır; eşitliğin devamı halinde atanacak aday bilgisayar kurası ile belirlenir. işte bu madde nice insanın umudunu çalan ki sen mülakat sonucunda alınan puana öncelik vereceksin o zaman kpss puanı ne işe yarıyor?sadece mülakata katılmak için mi?geçiniz efendim kpss'den 85 almış normal şartlarda atanması neredeyse bu adama mülakattan 80 vererek tüm geleceğini,tüm emeğini bir çırpıda çalıyorsunuz veya tam tersi adam kpss'den 75 almış mülakat sonucu ise 85 ve bu adam bir anda binlerce kişinin önüne şansı hiç yokken mülakat komisyonundaki 3-5 kişinin lafıyla mis gibi ya kpss için bunca sene emek veren arkadaşa ne oldu? hiç !!! türkiyede yapılmış en büyük haksızlık. kpss ye yıllarca çalıştırt insanları sonrasında mülakat getirt ve kpss nin hiç hükmü kalmasın. nasıl bir mantıktır nasıl bir anlayıştır. kpss puanı ile atanacağı kesin olan insanlar şimdi atanması imkansız hale getirilmiştir. aferin çok güzel düşünmüşsünüz. adı nedeniyle mülakatta kötü alınan mı dersin baba adı nedeniyle sorgulanan mı dersin. sözlüğün sosyal medyada gerçekten büyük bir gücü var. bu başlık gündemden düşmemeli. içimizde gazeteciler, site sahipleri, twitter fenomenleri vb. varsa bu olayı gundemlerine almalarını umuyorum. nasıl bir vebal. nasıl bir sistem. yetkili makamlar neden bu kadar sessiz?kardeşimin 76 olan kpss puanı mülakat ile 84 e çıktı. öğrendiğinden beri yapmadığı şey kalmadı. diğer türlü de atanma durumu vardı ama şimdi garantilemiş oldu bir mani çıkmazsa.bir de gereğinden çok şişirme puanlar olmadıysa tabiher neyse... bimer'e yazdı. cimer'e yazdı. 147'yi aradı. içim rahat değil, kul hakkı bu diyerek. kardeşimin bir suçu var mı bu sonuç için, hayır. ama eğer sırf yüksek geldiği için sesini çıkarmayıp da kabullenseydi evet yazık ki yakın çevresinde çaba sarf eden yalnızca iki kişi var. diğeri de 71 iken 82 yapmışlar alıp 90' a fırlayan, 79 alıp 85'e fırlayan, 75 alıp 92'ye fırlayanların sesi hiç bir bencillik, nasıl bir rahatlık anlamıyorum. bir arkadaşı 89 kpss puanı ile türkiye olmuştu. kızcağız mülakat ile 90 oldu. başka bir arkadaşı ise 71 iken 90 oldu. gel adaleti görelim, tartışalım. derece yapan kızcağızın yeni çocuğu olmuştu, "ben çocuğumdan zaman alıp da çabaladım" diyor. reva mı? keşke bu kadar bencil olmasaydık da azıcık vicdanlı insanlar olsaydık. ben değil de biz diyebilseydik de öyle hareket edebilseydik."ama mülakatım çok güzel geçti" demelerin ardına birçoklarının kaşına gözüne bakıp da verdiler o puanları. bilhassa kızlar şanslıydı bu durumda. 10-15 dakikada su gibi dağıtılan 90'lara millet yıllarını, aylarını, günlerini, gecelerini verdi. bilmem kaç tane kitap bitirdi. kaç tane dersi tamamlayarak o puanı aldı. ama gelip şimdi yok mülakatım iyi geçti diyorsun. yapmayın hocam, etmeyin yazık günah. azıcık empati kuralım. sırf işimize geliyor diye kabullenmeyelim. büyük vebal var ortada. sistemde senin bir suçun yok, kabul; ama sessiz kalıyorsan sen de farkındasın ki suçlusun. geleceğimizi aydınlık göremiyorum, inancımın kaldığını da pek söyleyemem. ama allah sonumuzu hayır eylesin... +++ diye yazdığınız puanlar gerçekten öğretmenlik yapabilmeniz için yeterli mi? ciddi bir mülakat şart. asıl büyük haksızlık bu değil ki...hadi üç beş puan arkandaki adam mülakatla bir iki puan önüne geçip atanmış...bu sınavda bir iki soru demek...aslında yine de hak yeniyor tabii ama o seni geçen adamla aranda uçurumlar olmadığını biliyorsun yine de...asıl hak yemek nasıl olur biliyor musunuz?asıl hak yemek dershane öğretmenlerini kpss'ye dahi tabi tutmadan almaktır. bilseydik dershaneye bir beş sene de biz köle olurduk kpss'ye çalışmak yaaa neyse...yol yabıyorlar, dünya lideri, feto, ehonomimiz çoh eyi. ne yazık ki esra özcan ve türevi başlıklar kadar ilgi görememiş başlık. 91 puanlı birisine mülakatta 48 puan verilerek eleniyor. bu en barizi ve bunun gibi niceleri var. torpil hak olmuş haberimiz yok. ve kimsenin umrunda değil. çogenteresan. bimer'e sözleşmeli öğretmenlik sözlü sınav sonuçları tarihinde açıklanmıştır. sonuçlara bakıldığında kpss puanı çok düşük olan pek çok kişinin mülakat puanlarının 15-20 arttığı, bazılarının aynı kaldığı, bazılarının ise kpss puanının oldukça altında bir mülakat puanı aldığı görülmektedir. ülke genelinde bu iş için yüzlerce komisyonda binlerce insan birbirinden bağımsız değerlendirme yapmış, bu da aksi iddia edilemez şekilde öznel değerlendirmelere neden olmuştur. sabahtan akşama kadar çalışan komisyon üyelerinin binlercesinin her dakika şaşmaz bir hassasiyetle ve objektiflikle değerlendirme yapması zaten imkansızdır. on binlerce insan mağdur edilmiş durumdadır. bu kapsamda sözlü sınavın iptal edilerek adayların nesnel bir değerlendirmeyle atanmasını istiyorum. arz başvuru yapabilirsiniz. [ ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul Milletvekili Arzu Erdem, atama bekleyen adayların sesini meclis kürsüsünden duyurdu. Kamu kurum ve kuruluşlarındaki personel alımlarındaki mülakatları sık sık gündeme getiren ve bununla ilgili düzenleme talep edilen İstanbul Milletvekili Erdem, meclis kürsüsünden bu adaletsizliğe son verilsin çağrısında bulundu. Atama bekleyen öğretmenlerin sesinin duyulması gerektiğini söyleyen Erdem, ayrıca alan konusunda yapılan düzenlemelere de değindi. MHP'li Arzu Erdem "Referandum sonrasında, liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi, 5 gündem üzerinde durmuş ve bu konuyla ilgili aciliyetle aksiyon alınmasına ilişkin uyarılarda bulunmuştur. Birincisi, terörle aralıksız olarak mücadele edilmesi yönündeydi ki bu anlamda devlet üzerine düşeni yapmakta ve terörle mücadeleyi de aralıksız olarak sürdürmekte. Milliyetçi Hareket Partisi olarak da bu anlamda desteğimiz devam etmektedir. İkincisi, hızlı bir şekilde uyum yasalarının çıkarılması konusuydu ki bu konuda da uyum yasalarına ocak ayı itibarıyla geçilecektir. Üçüncüsü, dış politikada ve Avrupa Birliğiyle ilişkiler konusunda gereğinin yapılmasına ilişkindi. Bu konuda da gerekli mücadele yapılmaktadır, bunu da izlemekteyiz. Dördüncüsü, FETÖ'nün siyasi ayağıyla ilgili gerekli çalışmanın yapılmasıydı, gerekli mücadelenin yapılmasıydı. Bu konuda hâlâ bir mahrumiyet söz konusu ve devam edeceğini umuyoruz, terörle mücadele kapsamında mutlaka ele alınacağına inanıyoruz. MÜLAKAT SİSTEMİ ADALETSİZLİĞİ SON BULMALI Beşincisi ve en önemli madde, milletimizin geciktirilmiş sosyal sorunlarıyla ilgili mücadelenin yürütülmesi ve bu geciktirilmiş sorunların çözüme kavuşturulması yönündeydi. Ki burada benim ilk başta aklıma Türk milleti, Türk milletinin yanında Türk gençliği geliyor ve burada eğitim sistemi ve eğitim sistemindeki eksiklikler, bilhassa öğretmenlerimizin beklentileri gelmektedir, öğretmen atamaları gelmektedir, mülakat sistemi gelmektedir, mülakat sisteminin adaletsizliği gelmektedir. Sözleşmeli öğretmenlerimizle ilgili bir sistem getirildi ancak sözleşmeli öğretmenlerimizle ilgili, iki eş birbirlerinden ayrı yerlerde görev yaptıkları için aile bütünlüğü noktasında büyük bir sıkıntı oluşmuştur ve çocuklarından ayrı yaşamak zorundalar, bu anlamda büyük bir sıkıntı oluşmakta. Bir ara formülle oradaki sıkıntı giderilebilir diye düşünüyorum. Onun dışında, üç tane mektup var elimde, bunlardan bir tanesini okuyacağım. "Her gün okulun yanından geçip gidiyoruz; ömür de gidiyor, en canlı, en güçlü, en hevesli olduğumuz zamanlar gidiyor. Umutlarımızla beraber mücadele edecek, hakkımızı sonuna kadar savunacak vicdanlarınıza sesleniyoruz." diyor öğretmenlerimiz. ATAMA SAYISI ARTTIRILMALI Atama sayısıyla ilgili Bakanlığın yaptığı açıklama, 100 bin civarında, aslında "81 bin açık var." dendi, şubat ayında 20 bin civarında bir alım yapılacak. Öğretmenlerimiz bu değerlendirmeyi yaparken bilhassa şunun üzerinde durmakta 80 bin açık varken en azından bunun yarısı kadar yani 40 bin öğretmen alımı yapın ki bu gençlik işsizlikten ve mesleğini yapamamaktan kurtulsun. ÖĞRETMENLER KENDİ ALANLARINDA İSTİHDAM EDİLSİNLER Değerli milletvekilleri, Mersin Milletvekilimiz Sayın Baki Şimşek'in de burada kürsüye taşıdığı ve çok önemli bir konu olan, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlerimizle ilgili bir ihtisaslaşma ve ihtisaslaşmadan sonra bölümün kapanması söz konusuydu. Bölüm kapandı ancak 9 bin mezunu var, 200 daha mezun verecek önümüzdeki seneye kadar. Ancak bu arkadaşlarımızın tamamı şu an kendi bölümlerinde atama görmemekteler. Burada şöyle bir yanlış anlaşılma olmasın, ilahiyat fakültesi mezunu arkadaşlarımıza da "Onlar atanmasın" demiyoruz. Buradaki talep şu şekilde Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlerine açılacak olan kontenjanda, o branşlarda dört yıl pedagojik formasyon da görmüş olmaları hasebiyle, öğretmenlik mesleğini doğru icra edecekleri noktasında öncelik tanınmalı, öncelik tanındıktan sonra diğer alanlarda bir ihtisastan bir atama yapılacaksa bu atamanın gerçekleştirilmesi söz konusu olabilir. Değerli milletvekilleri, özellikle tıbbi sekreterler yine aynı dertten şikâyetçi ve diyorlar ki "Biz bölümümüzü bitirdik. Bitirdikten sonra kendi alanımızda çalışamıyoruz." Onun için aslında üniversitelerle ilgili bölümlerde hesaplamalar yapılırken ne kadar mezun vermeli, ne kadar açığımız var; ona göre bir hesaplama yapılıp belki kontenjanlarla ilgili sınırlandırmalar getirilmeli. Eğitimin kalitesi biraz da mezun verdiğiniz kişilerin kendi mesleklerini yapmalarıyla doğru orantılı. Düşünün ki din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni ilkokuldaki çocuğa çok sevdiği mesleği olan din kültürü ve ahlak bilgisi dersi veremiyor. Onun yerine, işsiz olduğu için -elbette bir şekilde kendi geçimini sağlamak zorunda, evleniyorsa ailesinin geçimini sağlamak zorunda- başka bir meslekte çalıştığını düşünün. Hakikaten, her biri büyük bir mağduriyet içerisinde. Bu anlamda, özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında her birimiz gençlerin sesi olduğumuz vaadiyle buraya gelmiş olduğumuzu da göz önünde bulundurarak özellikle geçlerimizin bu haklı taleplerini mutlaka değerlendirip bu anlamda gerekli çözümü üretmemiz gerekmektedir." - ANKARA

sözlü mülakatta torpil nasıl yapılır