🫏 Çocuğa Kural Ve Sınır Koyma

Çocuğunuzu anlayın. Kural koyun (belirlediğiniz sınırı koyun). Seçenek sunun (Kuralı koyduktan sonra, yapabilecekleri başka bir alternatif sunulmalıdır). Bu aşamaya şöyle bir örnek verelim: Diyelim ki çocuk, evin duvarlarını ısrarla çizmek istiyor. Şu sırayı izleyerek sınır koyma uygulamasını ifade edebiliriz: Yaşamınınileriki yıllarında yapacağı seçimleri, bu seçimlerinin sonuçlarını öngörebilme ve aldığı kararların arkasında durup sorumluluğunu üstlenme becerisini sağlıklı yönde geliştirebilecektir. KİTAP TAVSİYESİ: 1) Çocuklarda Sınırlar/ John Townsend, Henry Cloud 2) Çocuğunuza Sınır Koyma/ Robert J.Mackenzie Bunlar sağlıksız ve güvensiz sınır koyma yöntemleridir. Bu tarz sınırlar çocukların sağlıklı bir şekilde keşif yapabilmelerini engelleyeceği gibi öğrenme fırsatlarını sınırlayacak ve aşırı test etmeleri, sınırları zorlamaları, sık sık isyan etmelerine yol açacaktır. Çocuğumuza sınır koyma. 1. ÇOCUĞUM NEDEN BURADA? 2. ÇOCUKLAR NE İSTER? 3. 1. SEVGİ 2. ANLAYIŞ 3. HOŞGÖRÜ 4. BARINMA VE BESLENME İHTİYAÇLARININ KARŞILANMASI 5. Çocuğunuza kural-sınır koyabilmek için ilişkinizin iyi olması çok önemlidir. Bu nedenle hergün yaklaşık yarım saat birlikte oyun oynamaya, gülmeye ve gevşemeye zaman ayırın. Haftanın bir günü ailecek dışarı çıkmak, dışarda keyifli aktiviteler yapmak, iyi zaman geçirmek ilişkinizi iyileştirecektir. Anne-baba ve Çocuğunun itiraz, zorlanma hatta krizlerine rağmen kural koyabilen bir ebeveyn, enerjisini çocuğa odaklayabiliyor demektir ve çocuklar bunu mutlaka fark ederler. Oyun gibi eğlenceli anlar dışında, sınır koyma gereği duyulan zorlu anlarda da kendisine odaklanabilen bir ebeveyne sahip olmak çocuğun güven hissinin temelidir. Sınır koymadan önce ebeveynlerin çocuğa kesinlikle saygı göstermesi gerekmektedir. Çocuğunuz kendine özgü getirdiği özellikleriyle ailenizin yeni bir üyesi ve her şeyden önce 5uMFT. ÇOCUKLARA SINIR KOYMA NEDİR? NASIL YAPILIR? Sınır koyma, anne babaların çocuklarına istenen davranışlarla ilgili genel kuralları ve beklentilerini öğretmek için kullandıkları bir yoldur. Bütün anne babalar sınır koymayı kullanırlar. Çocuklara toplumun, kültürün ve ailenin kurallarını öğretmek için sınır koyma yolu kullanırız SINIRLAR NEDEN ÖNEMLİDİR? Çocuklar, hayata gözlerini açtıkları toplumun ve ailenin kurallarını anlamak isterler ve buna ihtiyaç duyarlar. Onlardan ne beklendiğini, diğer insanlarla birlikteyken durdukları yeri, ne kadar ileri gidebileceklerini ve çok ileri gittikleri zaman neler olacağını bilmek isterler. Büyüdükçe artan beceri ve kapasitelerini ölçebilmek ihtiyacındadırlar. Sınırlar, bu öğrenme ve keşfetme sürecinde çok önemli bir role sahiptir, ama anne babaların öğretmeye çalıştıkları dersler gönderilen sinyaller çok net olmadığı zaman kolayca yıkılabilirler. ÇOCUKLAR NEDEN SINIRLARA İHTİYAÇ DUYAR? 1- Sınırlar, çocukların çevresindekileri öğrenmelerine yardımcı olur. 2- Sınırlar çevre tarafından beklenen davranışların tanımlanmasını sağlar. 3-Sınırlar, insanlarla olan ilişkileri belirler. 4- Sınırlar, çocuğun gelişimi destekleyerek büyümesine yardımcı olur. 5- Sınırlar çocuğun güvenliğini sağlar. Anne babalar sınır koyarken çeşitli yöntemler kullanırlar. Kimileri sert davranarak, kimileri ikna ederek, kimileride iki uçta gelip giderek çocuğuna sınır koymaya çalışır. Kimileride kurallarını koyarken açık anlaşılır ve net bir şekilde kurallarını ortaya koyar. Yöntemler faklı olsa da herkes mesajlarını 2 temel şeyle karşı tarafa iletir davranışlar ve sözlerle. İletişim sırasındaki bozulma sözler ya da davranışların net ve anlaşılır olmayışından kaynaklanır. Aslında aileler çeşitli sınır koyma yöntemleri kullansalar da aslında temelde 2 çeşit sınır vardır Bunlardan biri Kesin sınır, diğeri ise gevşek sınırlardır. Kesin sınırlar, çocukların uymasını istediğimiz kurallarımızı ve onlardan beklentilerimizi net bir şekilde çocuklara ulaşmasını sağlar. Net ulaşan bilgiler çocukların daha az itiraz da bulunmalarını sağlar. Çünkü bu kuralara ve beklentilere uymaları gerektiğini bilirler. Gevşek sınırlar ise, sadece sözde kalır ve davranışa geçmezler. Çocukların hayatta istedikleri şey netliktir. Kesin bir tavır göremeyen çocuk anne babasının kendine koyduğu her sınırı ihlal etmeye çalışacaktır. Kurallarımızın ve beklentilerimizin çocuklara net bir şekilde ulaşması için sözlerimizi kullanırız. Çocuklara sınırlarla ilgili sözlerin sağlıklı ulaşabilmesi için bilmemiz gereken bazı ipuçları vardır. BU İPUÇLARI NELERDİR? Çocuklara verilen mesajları çocukların davranışları üzerinde vermek. Yani amacımız çocuğa tepki vermek değil davranışına tepki vermektir. Çocukla konuşurken kesin, açık ve net ifadeler kullanın. Her zaman konuştuğunuz ses tonunuzla konuşun. Çocuklarınıza söylediğiniz her şeyi mutlaka davranışlarınız ile destekleyin. Sınır koyarken etkili davranışsal mesajlara birkaç örnek Lütfen televizyonu kapat ya da ben kapatacağım } Çocuğunuz televizyonu istediğiniz zamanda kapatmıyorsa televizyonu siz kapatın. Yatağa ya da dışarı gitmeden önce oyuncaklarını topla } Çocuğunuz etrafa saçtığı oyuncaklarını toplamayı red ediyorsa, toplamadığı oyuncakları birkaç gün süre ile kaldırın. Yemeğini masa da ye yoksa onu almak zorunda kalacağım } Çocuğunuz masa yerine ısrarla oturma odasında bir şeyler yemek istiyorsa yiyeceği şeyi çocuğunuzun elinden alın. “ÇOCUKLARINIZA HER ZAMAN SAKİN BİR SES TONUYLA, KESİN MESAJLAR VERİN ve MESAJLARINIZI DAVRANIŞLARINIZLA PEKİŞTİRİN. Çocuklara kural-sınır konulması çocuğun yararına olan psikolojik ve gelişimsel bir ihtiyaçtır. Çocuğun ruhsal ve bedensel iyiliği, toplumsal uyumu için sınırlarını bilmesi ve kurallara uyması gerekir. Bu açıdan ebeveynlerin yaklaşımı çok önemlidir. Çocuğa çok müdahaleci yaklaşılmamalı, ruhsal ve bedensel açıdan tehlike içermeyen davranışlarına dur denilmemelidir. Aksi halde çocuğun merak, keşfetme, birey olma hevesini kırar, çocukla olan güvenli ve yakın ilişkiye zarar veririz. Çocuğa uygun bir şekilde dur demek, kural-sınır koymak; çocukların güvende ve değerli olduğunu hissetmesini sağlar. Çocukların toplumsal kurallara uyma, dürtülerini kontrol etme, işbirliği yapma, keşfetme, sorumluluk alma ve hatalarını düzeltme motivasyonunu arttırır. Çocuğu hiç durdurmadığımızda ve sınır koymadığımızda; evde ve toplumda dışlanma, çatışma ve olumsuz tepki görme ihtimali artar. Toplumumuzda bazı çocuklara kural-sınır koyma güçlükleri yaşama ihtimali daha yüksektir. Risk altında olan çocukların özelliklerine baktığımızda; Ailenin ilk torunu olmak, Geç ya da yardımcı üreme yöntemiyle doğmak, Gebelik ya da bebeklik döneminde hayati tehlike atlatmak, Sürekli bir bedensel hastalığının olması, Kendinden önce bir kardeşi vefat etmiş olması, Geniş ailede yaşamak, Hem anne hem babanın çalışması, Anne-babası boşanmış ya da ebeveyn kaybı yaşaması, Hareketli, sabırsız, inatçı olması gibi faktörlerle karşılaşırız. Çocukları uyarırken nelere dikkat etmek gerekir? Çocuklar çok iyi gözlemcidir, kimin ne zaman dur dediğini, hangi durumlarda kuralın değiştiğini, kimlerin kurallara uyup uymadığını, ne yaparsa kuralları aşabildiğini kolayca fark eder. Çocuklar üzerinde söylediklerimiz yerine yaptığımız davranışlar daha etkilidir. Çocuktan beklediğimiz davranışları kendi yaşantımızda uygularsak çoğu zaman uyarmaya bile gerek kalmayacaktır. Çocuğunuz istediğinizi yapmadığında ona vuruyorsanız, kendi istediği olmadığı zaman o da vurarak istediğini elde etmeye çalışacaktır. Bazı aileler çocuğuna kural koyduğu zaman “beni sevmezse, psikolojisi bozulursa, özgüvenini kaybederse, mutsuz olursa” gibi kaygılar yaşar. Ancak yetişkin olmamıza rağmen kurallarını bilmediğimiz bir topluma girdiğimizde bocalarız. Çocuklar da ebeveynler kural koymadığında ya da kurallar sık değiştiğinde kafa karışıklığı ve güvensizlik yaşar. Bu durum başta ebeveynlerle olan ilişkisi olmak üzere diğer kişilerle olan ilişkisini olumsuz etkiler, aile farkında olmadan korktuğu durumların yaşanmasına ve çocuğun zarar görmesine sebep olabilir. Çocuklar her istediğini yapmak, istediğine anında sahip olmak ve kendine engel olunmamasını isterler. Yaşları küçük olduğu için isteklerini erteleme, bekleme, öfke kontrolü ve kendini ifade etmede zorlanırlar. Bu yüzden durdurulmaya çalışıldığında ağlama, tepinme, bağırma, eşya atma, kendine-başkasına vurma ile istediğini elde etmeye çalışırlar. Anne-baba olarak çocuğun yaşını, gelişim düzeyini, kişilik özelliklerini ve çocukla yaşadığınız geçmiş deneyimleri dikkate alın ve uygun tutum sergileyin. Örnek olarak, “Hayır, kola içemezsin” yerine, sakince “Kola içmek senin için sağlıklı değil, bu nedenle içmemen gerekiyor, istersen beraber portakal suyu sıkıp içebiliriz” diyebilirsiniz. Çocuk kabul etmez ise karşılıklı inatlaşma, tartışma ve pazarlığa girmeyin. Cümleleriniz kısa, net, kendinizden emin ve kararlı olmalı, kızgın ve yalvarır tarzda olmamalı. Siz ayrıntılı, akla uygun, mantıklı, ikna edici bilgiler ve örnekler verirsiniz, o sırada çocuğunuz amacına ulaşmak için ne yapması gerektiğini düşünüyor olabilir. Kendine, size ve çevresine zararlı olabilecek davranışlarda bulunursa sakince durdurun. Gösterdiği tepkiden kimsenin zarar görme ihtimali yoksa yanına gidip sadece göz teması kurun ve sessizce sakinleşmesini bekleyin. Yanına yaklaşılmasından rahatsız oluyor, tepkinin şiddeti artıyorsa yanından uzaklaşıp, biraz sakinleşmesini bekleyin. Çocuğa tepkisini sonlandırması için “Ağlamayı kesersen çikolata, telefon veririm” gibi rüşvet teklif etmeyin, ödül vermeyin. Böyle yapmanız çocuğun yanlış tutumunu pekiştirecek, tekrarlanma ihtimalini arttıracaktır. Öfkesi geçince yanınıza gelir aynı isteğini tekrarlarsa önceki cevabınızı aynı kararlılıkta ve sakinlikte tekrarlayın. Çocukların “hayır” denmesi gereken isteklerine “evet” demek yanlış iken, önce “hayır” dedikten sonra kararınızı “evet” olarak değiştirmek daha yanlıştır. Çocuklara kural-sınır koyarken zorlandığınızda bir başkasına baba, öğretmen, psikiyatrist şikayet etmekle tehdit etmeyin, bu davranışınız çocuk tarafından “ben sana hayır-dur diyemiyorum” olarak anlaşılır. Sonrasında çocuğa kural koymanız, hayır diyebilmeniz daha zor olacaktır. Çocuğunuza koyduğunuz kurallar ve sınırlar baş başayken, misafir geldiğinde, yolculukta ve misafirliğe gittiğinizde değişirse, çocuğunuz bunu fark edecektir. Baş başa iken dur diyebildiğiniz, kurallara uyan çocuk diğer ortamlarda beklemediğiniz davranışlarda ve isteklerde bulunabilir, sizi zor durumda bırakabilir. Ebeveynlerin kişilik yapısı, ruhsal ve bedensel hastalığının olması, maddi güçlükler, eşler arasındaki sorunlar çocuklara sınır koyulmasını zorlaştırır. Çocuğa sınır koymada anne ve babanın tutumları farklı ise dur deme konusunda çatışma çıkacak, çocuğun kafası karışacaktır. Öncelikle aranızdaki tutum farklılıklarını giderin, en azından çocuğun yanında tartışmaktan ya da diğerinin kuralına müdahale etmekten kaçının. Çocuğun sınırlarını öğrenmede zorlanması sadece anne-baba kaynaklı değildir, çocuğun karakteri ve ruhsal sorunları da etkilidir. Örneğin, hiperaktif çocuklar inatçı, fevri, ısrarcı ve sabırsız oldukları için kurallara uyma ve söz dinlemede ciddi zorluk yaşarlar. Anne-babalar bazen çocuğun durumunu göz ardı ederek kendilerini ya da birbirlerini suçlar, çocuğun bilerek yaptığını düşünürler. Bunun sonucunda daha katı bir tutumla sorunu çözmeye çalışır, kısır döngüye girerler. Çocuğunuza kural-sınır koyabilmek için ilişkinizin iyi olması çok önemlidir. Bu nedenle hergün yaklaşık yarım saat birlikte oyun oynamaya, gülmeye ve gevşemeye zaman ayırın. Haftanın bir günü ailecek dışarı çıkmak, dışarda keyifli aktiviteler yapmak, iyi zaman geçirmek ilişkinizi iyileştirecektir. Anne-baba ve çocuk arasındaki ilişkiyi bozan, sık tartışmalara ve karşılıklı öfkeye sebep olan, hem ebeveyni hem çocuğu ruhsal olarak zedeleyen sınır-kural koyma güçlüklerinde bir çocuk ruh sağlığı uzmanından yardım almak gerekir.

çocuğa kural ve sınır koyma