🎫 Tek Çocuğu Olanlar Pişman Mı
gXXTKC. Haberler Gündem 3. Sayfa 2003 yılında ameliyatla kadın olan 34 yaşındaki “Pişmanım tekrar erkek olmak istiyorum” diyerek kadavradan cinsel organ nakli yaptırmak istedi. ABONE OL Erkekti kadın oldu, pişman olunca... - 1301 Güncelleme - 1306 Diyanet 'Caiz değil' dedi... AHT MUHABİRİ BEYCAN ÜÇKARDEŞ'İN HABERİ2003 yılında ameliyatla kadın olan 34 yaşındaki “Pişmanım tekrar erkek olmak istiyorum” diyerek kadavradan cinsel organ nakli yaptırmak istedi. Ancak bu kez Diyanet’in “Kadavradan cinsel organ taktırmak caiz değildir” fetvasıyla karşılaştı. nakil için yasal düzenleme istedi. Mersin'de yaşayan 34 yaşındaki Vanlı henüz 11 yaşındayken eşcinselliğini keşfetti. 5 kardeşin en büyüğü olan 2003 yılında Ankara’da ameliyatla kadın oldu. 2008 yılında da sevdiği bir erkekle evlendi. Ancak bir süre sonra kendisini erkek gibi hissettiğini belirterek ayrıldı. Bu arada dini vecibelerini yerine getirerek namaz kılmaya devam eden yıllar sonra kadın olduğuna pişman oldu. DİYANET’İN CEVABI “Allah’ın yaratmış olduğu bedenime kendi arzularımdan dolayı müdahalede bulunmuştum. Şimdi tekrar erkek olmak ve hayatımı düzene sokmak istiyorum” diyerek, kadavradan cinsel organ nakli yaptırmak istedi. Ancak bu defa da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, “Ameliyatla kadın olmuş ve fiilen kadın fonksiyonlarına sahip transseksüel bir kişinin pişman olup fıtratına dönmek için kendi erkeklik organı dışında başkalarının erkeklik organını yaptırması caiz değildir” fetvasıyla karşılaştı. Diyanet’ten fetvasını geri çekmesini isteyen “Ben inançlı bir insanım. Fakat mümin bir kadın gibi değil, fıtratım gereği erkek gibi namaz kılıyorum mesela. Bu beni çok üzüyor” dedi. "YASAL DÜZENLEME YAPILSIN"Kadın olduğu için pişman olan “Yetkililerin organ nakli için yasal düzenlemeyi bir an önce yapmalarını rica ediyorum” dedi. "20'NİN ÜZERİNDE KİŞİ VAR"İnsanca Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Okşan Öztok Diyanet’in “Soru sor” hattına web aracılığıyla başvuruda bulunduk. “İki transseksüelin pişmanlık içerisinde olduğunu, bu nedenle ameliyatla kadın olmuş bir erkek pişman olup fıtratına geri dönmek için kadavradan erkeklik organ nakli yaptırmak istese dinimize göre caiz midir” diye sorduk. Karşılığında “caiz olmadığı” cevabını aldık. Ancak bu şekilde bize başvuran 20’nin üzerinde kişi var. Bu nakil de kol nakli gibi normal olmalı. Amerika ve Brezilya’da örnekleri var. İNGİLTERE İZİN VERMEDİİngiliz Hava Kuvvetleri’nden emekli olan 75 yaşındaki Gary Norton 23 yıl önce ameliyatla kadın oldu ve “Gillian” adını aldı; ancak şimdi “gerçek bir erkek” olduğunu anladığını ve pişman olduğunu söylüyor. Norton, yeniden erkek olmak için ameliyat olmak istediğini ancak Ulusal Sağlık Hizmetleri yetkililerinden olumsuz yanıt aldığını açıkladı. İLK NAKİL ÇİN'DEDünyadaki ilk başarılı penis nakli 2006’da Çin’de yapıldı. Bir kaza nedeniyle penisi 1 santimetreye inen 44 yaşındaki hastaya, beyin ölümü gerçekleşen 22 yaşındaki bir hastanın penisi nakledildi. Ancak penis iki hafta sonra hastanın ve karısının yaşadığı psikolojik sorunlar nedeniyle ikinci bir ameliyatla alındı.
kesilen sikten medet ummak gibi bir ozdeyis yaratilmasina sebep olacak hisler, duygular. geri dönülmesi imkansız bir yola girme durumu. bülent ersoy'un bu konu ile ilgili bir parçası olduğu bile söylenir. * çükün yerinde yeller estiğini görüp "tüh ulan keşke şimdi o da burada olsaydı" yada "ülen yakışıyormuş aslında bana" tarzı sözler söyletebilir insana... yazık ! bu durum, larry wachowski özelinde başlı başına yeni bir şaheser üretme potansiyeli olarak da değerlendirilebilir. bkz matrix aftermath cinsiyet değiştirdikten sonra hayatının aşkıyla karşılaşmak durumunda hissedilen pişmanlıktır. geri dönüşü zordur. oldu da çıkan fazlalıklar bir şekilde, bu gibi günler için saklanmadıysa eğer. şemsiyeyi içinde hissetme leveline geçilmiştir. ctrl z'si olmayan, belki de tek pişmanlık. kadınlar için sorun olmasa gerek. beton dökmüyorlar ya..beğenmediysen kestir gitsin ayol. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
1. "Çocuğun yoksa gerçek aşkın ne anlama geldiğini asla bilemezsin"Aşk, zamanla geliştirdiğimiz karmaşık bir duygudur. Kimisi eşini, kimisi arkadaşlarını, kimisi ailesini ya da evcil hayvanını aşkla sevebilir. Anne-çocuk sevgisinin tek gerçek aşk olduğunu söylemek tek yönlü bir düşüncedir. Anne olan birine göre çocuğu onun gerçek aşkı olabilir ancak öbür tarafta başka bir insan evcil hayvanına derin sevgi besleyebilir. Kimse gelip size "Bir kedin yoksa gerçek aşkı bilemezsin" gibi bir cümle kurmuyorsa siz de anne olmak istemeyen kadınların gerçek aşkı asla bulamayacağını ima eden cümleler "Bencilsin."Bu, çocuğu olanların tamamen özverili ve fedakar olduğu anlamına gelirken, diğer herkes tamamen bencildir. Ne yazık ki gerçekte çocuklarına maddi ve duygusal destek sağlamayan birçok bencil ebeveyn görüyoruz. Öte yandan, çocuksuz bir kadın iyi bir anne olamayacağını bildiği için çocuk sahibi olmamaya karar verebilir. Bu da o kişiyi göründüğü gibi bencil değil, fedakar biri "Hayatınızı daha iyi hale getirecek!"Bir bebek sahibi olmak kesinlikle hayatınıza değişiklik getirecektir ancak bu değişimin iyi mi yoksa kötü mü olacağını kesin olarak söylemek zordur. Herkes daha az uykuyla, rutinlerini değiştirmeyle, kendine ayıracak zamanı olmamasıyla, daha dağınık bir alanla ve gürültülü ortamlarla başa çıkamaz. Bazı kadınlar çocuk sahibi olmamaya karar verirken bunu dikkate alır ve hayatının bu yönde değişmesinden mutlu olmayacaklarını fark ederler. Çocuk sizin hayatınızı daha iyi hale getirmiş olabilir ama aynı şey bir başkası için aynı anlama gelmeyebilir!4. "Çocuklardan nefret mi ediyorsun?"Çocuk sevmemek de elbette bu kararı alırken bir etken olabilir ancak çoğu zaman çocuksuz olmayı seçmenin çocukları sevmemekle ilgisi yoktur. Öte yandan herkes çocuk sevmek zorunda değil ve bunu kimsenin yargılamaya hakkı "Çocuğunuz yoksa hiçbir şey elde edemezsiniz."Toplum genellikle çocuksuz kadınları kusurlu ve anormal biri olarak tasvir eder ve klişeler bize kadınların bir kocası, bir bebeği ve bir ailesi olması gerektiğini söyler. Ancak bu tabuları yıkmaya başladık! Kadınlık evlenmekle, anne olmakla ölçülemeyecek kadar önemli bir şey. Çocuk sahibi olmak, dünyaya bir bebeğin gelmesine vesile olmak kesinlikle bir mucize. Kadınların anne olmayı seçmek gibi anne olmamayı seçme hakkı da var. Çocuk doğurmamak kadınlıktan hiçbir şey eksiltmez!6. "Bana torunları kim verecek?"Bazı büyükanne ve büyükbabalar bunu umutsuzca sormaya devam ediyor, ancak soru o kadar masum değil. Çocuk sahibi olmak bir kadının hayatında birçok değişiklik gerektiren büyük bir sorumluluktur . Bu nedenle, sırf sizi mutlu etmek için kızınızdan torun istemek oldukça bencil bir "Yaşlandıkça pişman olacaksın."Çocuk sahibi olmamaya karar veren kadınların daha sonra kendilerini yalnız hissedecekleri ve hayatlarından memnun olmayacakları düşüncesi oldukça yaygındır. Ancak unutmamasınız ki; çocuğunuz ömür boyu sizinle kalmayacak ve günün birinde siz de kendi başınıza kalacaksınız. 8. "Öyleyse hayattaki amacınız nedir?"Çok eski dönemlerden beri inanılan ve günümüzde hala devam eden bir durum var; kadınlar ailesine çocuk vermek zorunda! Dünyamız değişti ve bugün kadınlar hayatlarında daha fazla şey başarabiliyorlar. Bir kasın evde olmaktan, çocuklar ve ev işleriyle ilgilenmekten keyif alabiliyorken başka bir kadın kariyerinde ilerlemek, özgürce seyahat edebilmek belki de sorumluluk almamak isteyebilir. Modern dünya kadınlara birçok fırsat sunuyor ve onlara kendilerini tek bir şeyle sınırlamalarını söylemek kimseye "Çocuğun olmadığı için anlamazsın."Bazı anneler çocuksuz kadınları arkadaş çevrelerinden soyutlamaya karar verirler çünkü hiç çocuğu olmayanların hayata dair farklı görüşleri olduğuna inanırlar. Çocuksuz olanların duygularını anlayamayacaklarından korkarlar. Yine de, çocukları olsun ya da olmasın birçok kadın arkadaşlarıyla bir şeyler tartışmayı ve gerekirse yardım eli uzatmayı çok ister. Dahası, olaylara her zaman farklı bir açıdan bakabilir ve alışılmadık bir çözüm önerebilirler!
perihan özcan'ın şu yazısının başlığı. ana fikri son derece haklı bulmama rağmen, pek de yerinde olmayan, bol genellemeli klişe tespitleri konusunda fikir beyan etmeden duramayacağım. *öncelikle tacizci densizler adına değil, süper ötesi aşağılamaların muhatabı olarak yazdığımı belirtmek istiyorum. evet gocundum ama yaram olduğundan değil, genelleme yapıldığından..1 hiçbir zaman üstüne vazife olmayan konulardaki sorularıyla karşısındakini bunaltan biri olmadım ama yakın arkadaşıma da bir konudaki fikrini sormak hakkımdır diye düşünüyorum. yani ben arkadaşım dediğim kadına "çocuk düşünmüyor musun" diyebilmeliyim, hatta "neden" diyerek ikinci soruyu da sorabilmeliyim bence. ayı soruları hasbelkader ikinci kez sorma salaklığını göstermişsem, onun da beni fırçalama hakkı var tabi ki. biz bu anne olmak istemeyen kadınla sonuçta arkadaş değil miyiz ya hu? 2 pişman mısın diye soracağınız hiçbir anne, akıl sağlığı yerindeyse size pişmanım diye cevap vermez. hatta bırakın saçı-başı, götü-başı dağıtmış olsa da öyle bir şey söylemez. tam tersi, düşünmeye bile korkar. bunu da al sana bir klişe daha anne olunca anlarsınız. 3 herkesin yatak odası fantazileri düşündüğünüz gibi jartiyerli, kuaförden çıkmış saç ve muhteşem makyajla olmayabilir. mükemmel olmayan fiziği, kusmuk kokan saçları ve süt lekeli tişörtüyle sevişen ve onları gerçekten çekici bulan kocaları olan kadınlar da var. öte yandan, arzulanmamak da kadının suçuymuş gibi anlayışsız kaba adamların ağzından yazılmış cümlelerinize ayrıca bozuldum şahsen. toplumsal algıya karşı duran bir kadının tercihini anlatmaya çalışırken, son derece cinsiyetçi bir yaklaşım olmuş evet çocuk yapmak tercih meselesidir olup, kesinlikle bir meziyet değildir ve anne olmak dışında da olunacak bir sürü şey vardır tabi. ancak anne olunca da sadece bununla kalacak değil ya insan. kimisinin önceliğidir belki ama anne olmak dışında da meziyetleri var insanların. son olarak; bir anne anneliğin neler hissettirdiğini iyi bildiği için, sevdiklerinin de aynı duyguları yaşamasını gönülden ister. hatta sevmediklerinin de.. hiç sevmediğim bir akrabamın hamile olduğunu öğrenmemin, ona karşı yumuşamamı sağladığını hatırlıyorum yani bunun adına acımak denmez değil mi? bu kadının sizinle aynı mutluluğu paylaşmak istediğini düşünmek çok zor olmasa gerek. ek olarak, saygısız bulduğunuz insanlara gösterdiğiniz saygının seviyesini de tartışmak de şu annelerin unutup da, çocuksuz kadınların tatmaya devam ettiği duyguları çok merak ettim.* bir açıklık getirirseniz....** bu konu üzerinde uzun uzun yazmak istiyorum ama kafamı toparlayabilecek miyim emin değilim."anne olmak" "çocuk sahibi olmak" bu gibi sorumlulukların neler getirebileceğinin, nasıl ağırlığının olabileceğinin farkında olmadan, sadece güdüleri için çocuk doğuran insanları konu dışında bırakarak konuşalım. ben bu çocuğu doğurduğuma pişmanım diyen bir anne görmedim. demek ki çocuk iyi bi şey. ama anne için iyi bi şey tabi. çünkü tüm sevgi eksikliğini tamamlayabilecek fiziksel kanlı canlı bir şey oluyor elinde. tutunacak dal. evet. çocuk=tutunacak bir dal diyebiliriz. toplum ilişkileri, sosyal çevre, günümüz şartları, aile ilişkileri ele alındığında elbette ki genelleme yapabiliriz. bu toplumda insanlar sadece güdülerini tatmin etmek için doğuruyor. ilişki bitti kurtarmak için doğuralım, canım sıkılıyor doğuralım, çok mutluyum demem lazım doğuralım. bok!ben çocuk istemiyorum. eskiden istiyordum. korkuyorum artık. büyüdükçe sorumluluğu ağır geliyor. evlen çocuk yap baskılarını görüyorum ve tiksiniyorum. çünkü, bir şekilde evlenmemeyi ve çocuk sahibi olmamayı tercih etmenizi acınacak bir durum olarak görüyorlar. "yazıkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk alanı da yok." bunu geçtim. evli bir kadın olsam, yine istemem çocuk. çocuk lan bu. ben daha köpeğime kedime bakamıyorum. ona nasıl bakacağım. bunun sorumluluğu beni çatlatır diye düşünüyorum. hadi diyelim ki bunu söyledim, "yazık, tü tü olmaz öyle!!" adıma karar veriyorlar. çok netler çocuk isteyeceğimden, bunun bir gereklilik olduğundan. o kadar eminler ki acıyorlar elif doğurdu, cücüğü maşalla çok güzel. telefonda konuşuyorduk ağlamaya başladı kapattık. vatsaptan yazışırken dedim ki, "elif sana ilk kez söylüyorum, bi daha da söylemeyeceğim, ama bok vardı da doğurdun bu çocuğuuu di mi" diye çemkirdim sdfghjklgünlerce uykusuz kalmış, tüm hormonları yer değiştirmiş, sürekli ağlama nöbetleri, sürekli bir sorumluluk... bunun kendi başıma geldiğini düşünmek ürpertiyor beni. o istedi yaptı. bana cücüğü sevmek düşer. ben istemiyorum, yapmayacağım. herkese de bok yemek düşer. sanılanın aksine, "anne olduğum için pişmanım" diyen anneler de var. şu yazıda anlatılmış anne olduğu için pişman olanlar...yazının kendisinden çok, yazının aldığı yorumlar ilginç geldi bana da. 'yahu bir rahat verin, ben size soruyor muyum' diyen kadına rahat vermemekte ısrarcı okurlar 'hıı tabi çocuk yapamamış içinde kalmış ondan böyle vir vir konuşuyor' demekte hiçbir beis çok da "arzulanmayan kadın" kısmına takılmış anneler. sanki perihan özcan bunları bir yerinden uyduruyor. sanki o saçı başı dağınık annelerden hiç yok. sanki sen öyle ağzını gere gere çocuk yapmamış kadını eleştirirken o bunları gün yüzüne yazar, bir sonraki yazısında mevzuyu gayet güzel açıklamış, konu kapanmıştır bütün doğum yapmış kadınların saçı başı dağınık değildir! çocuk yapmadım ama yaparsam pişman olacağıma emin olma duygum her geçen gün belirginleşiyor özellikle de çomaristan'ı böyle görünce. insanlar ne kadar aciz değil mi? yaptığı çocuğa bile bin pişman oluyorlar... insanlar ne kadar akılsız değil mi? yapacakları herhangi bir şeyin sonunu dahi düşünemiyorlar... hayata bir canlı getiriyorlar ama bunun sonucunu bile düşünemiyorlar. bu sefer o çocuğa gerçekten sevgilerini verip baktıklarını mı düşünüyorlar? düşündüklerini bile sanmıyorum. sevgisiz insanlar yetiştirmekle kalmayıp, yetiştirdikleri insanlar şuan bizi ve ileride çocuklarımızı yok yere mutsuz, huzursuz edecek. önemli kararlar almadan var olan beyninizi işbu entry pişman olan ebeveynlere ithaf edilmiştir. zor dönemden geçenler için değil. açıkçası evet. bez fiyatları almış başını gidiyor. hayat pahalı, üstelik geleceğin çok puslu olduğu bir türkiye söz konusu. çocuğun büyüyünce yaşayacağı ülke bir yana, sizin geçinmek için cabalamanız bir yana, uykusuz kaldığınız geceler öbür yana. sadece çocuk yapmak değil, hayatta bir çok önemli kararın "zaman geçerse yapamam", "herkes yapıyor, ben de yapmalıyım" gibi fikirlerden çok zihinsel olarak hazır olmakla ilgili olduğunu düşünüyorum. bkz me before you filmindeki şu sahne geliyor aklıma,- spoiler -lou "hep senin yanında olabilirim, seninle ilgilenmekten sıkılmam."will "bunu bilemezsin ki..."- spoiler -bazı insanlar evlenince, çocuk yapınca, boşanınca vs. hayatlarının aynı şekilde devam etmesini bekliyorlar. etmez, bu bu kadar basit. evlendikten sonra, hâlâ bekar gibi yaşamayı bekleyemezsiniz. evlilikte beş sene geçtikten sonra, hâlâ yeni evli gibi davranmayı bekleyemezsiniz. çocuk sahibi olduktan sonra, hâlâ çocuk sahibi olmayan bir çift gibi yaşamayı bekleyemezsiniz. bunu çözmekten acizseniz, hayattan hiçbir şey anlamamışsınız demektir... hiçbir an bile pişmanlık hissetmedim. şimdi mikrofonlarımızı şeyma hanıma uzatıyoruz. pişmanlıklar nesilden nesile galiba. dünya boktan diye bahane mi olur ulan, götü yemeyen, her naneden geri kalıyorum diye hasetinden çatlayan yapmasın ki varsın masalım * ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
tek çocuğu olanlar pişman mı