🐑 Ahmet Te Mi Ahmet De Mi

AhmetHakan mısın nesin paramı ver” dedi. IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu isimlerin yargılandığı Yüreğinizesağlık" (Hayri Sipahi "Cehennemin Mutfağında Geçen Bir Hayat" Adlı Yazıya Yaptığı Yorum) -----"Allah'tan umduklarını, Kur'an'da arayan ilim- bilim insanları, ilimde derinleşip Allah, vahiy ve Resül farklarını ve bağlantılarını ayrıntılarıyla açığa çıkaran degerli ilim insanlarına benim gibilerin o AhmetKarabay | Dünya kışı, Türkiye zemheriyi yaşayacak | 27.07.2022 Go to episode . 26/7 2022 • 4 MIN . Nedim Hazar | Şenlik yeni başlıyor! < 26.07.2022. TR724 Podcasts AhmetYenilmez. Bu başka bir şey! 24 Temmuz 2022. 1945'te Hiroşima 2020'de Beyrut! 06 Ağustos 2020. Sizce 1071’de savaş bitti mi? Twitterda Paylaş Facebook'ta Paylaş Pinterest'te Paylaş. 23 Ekim 2015 Cuma. Blogger eğitimde kullanılabilir mi? Blogger diğer tüm sosyal medya araçları gibi öğrencilerle etkileşimli bir şekilde kullanıldığında eğitimde kullanılabilir ve yarar sağlar. SadıkAhmet, Batı Trakya'daki azınlığın haklarını koruyan Lozan Barış Anlaşması'nın 73. yıl dönümünde 24 Temmuz 1995'te henüz 48 yaşındayken şüpheli bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Dr. Sadık Ahmet, Batı Trakya'da, Yunanistan devletinden 1970 ve 1980'ler boyunca baskı gören 150 bine yakın Müslüman-Türk AhmetMithat Efendinin Hayatı Eserleri Kitapları Edebi Kişiliği Özellikleri Edebiyatımızdaki yeri ve önemi. Hayatı, Eserleri, Edebi Kişiliği, Özellikleri: 1844'te İstanbul'da doğdu. 28 Aralık 1912'de İstanbul'da yaşamını yitirdi. Nedâmet mi? Heyhât (1889) Rikalda yâhut Amerika'da Vahşet Âlemi (1889) Aleksandr 263u. - sizin adınıza aradı Mehmet Ali Birand’ı… Hem de tatilinde… Hem de denizin tam orta yerinde yakaladı Demek ki mobil hatların baz istasyon yayılışları iyi… Önce, öylesine keyifli bir anında rahatsız ettiğimiz için özür diledik ama… Biliyorduk ki Kral Gazeteci Birand, mesleğimizi yaptığımız için bizi affeder… Çünkü yine biliyorduk ki “gazeteci her hal ve şart altında gazetecidir. Haber için bazen centilmenlikten de uzaklaşabilir” manifestosunun mucididir… Sorduk Mehmet Ali Birand’a… Ahmet Hakan’ı sorduk… Cüneyt Özdemir’i sorduk… Ayşenur Aslan’ı sorduk… Saba Tümer'i sorduk... Gazetecilerin ve Habercilerin Kralı da kendinden emin, hiç haber nekesliği yapmadan cevapladı sorularımızı… - Ahmet Hakan NTV'ye gidecek mi? - Ahmet Hakan hiçbir yere gitmeyecek… - Bu kadar eminsiniz yani? - Bu kadar eminim çünkü Ahmet artık CNNTÜRK ile özdeşleşti… Tarafsız Bölge denince akla CNNTÜRK’ten başka kanal gelebilir mi?.. - Ama NTV ile görüşmüş… - “Şöyle bir dinleyim bakayım ne diyecekler” diye düşünmüş görüşmüş… - Gitmiyor yani?.. - Gitmiyor, gidemez… izin vermeyiz… zaten yakında sözleşme yeniliyoruz… - Peki, Cüneyt Özdemir?.. Özdemir’i bırakıyor musunuz? - Nereden çıkarıyorsunuz yahu?.. O da bir yere gidemez… Cüneyt de en az Ahmet kadar özdeşleşti CNNTÜRK’le… fazlası var eksiği yok.. Tam on yıldır CNNTÜRK’te Cüneyt… nereye gidiyormuş?.. - Ama o da atv ile görüşmüş… - Görüşebilir… Hangi çağda yaşıyoruz.. CNNTÜRK’te çalışıyor diye başkalarıyla yapacağı konuşmalara da ambargo mu koyacağız?.. Bize yakışır mı öyle bir kabalık?.. - Cüneyt Özdemir de gitmiyor yani?... - Gitmiyor gitmiyor... Cüneyt de gidemez CNNTÜRK’ten… Yeni yayın döneminde saat onda gece gelecek ekrana. Yepyeni bir formatla hem de… Cüneyt de Ahmet de bizim efsaneleşmiş isimlerimiz….. .Hem ben sana bir şey söyleyeyim mi?.. Ahmet’in NTV’ye, Cüneyt’in de atv’ye gitmesine guruplar arası dengeler izin vermez. - Habertürk’teki gelişmeler için ne söyleyeceksiniz?.. - Habertürk zor doğrultur belini… Erdoğan Aktaş ve Zafer Arapkirli gibi çok değerli iki televizyoncuyu kaçırdılar ellerinden… Saba’yı biz aldık… Hafta arası her gece saat onbirde o muhteşem kahkahalarını CNNTÜRK ekranlarında atacak… İşleri zor… Çok zor... Ama herkesin başarmasını isterim.. Bu televizyonculuk bir yarış. Ne kadar kaliteli rakiplerimiz olursa biz de onlara yakalanmamak için o kadar çok çaba harcarız"... - Farklı bir CNNTÜRK izleyeceğiz yani.. - Çok farklı... Günboyu haber sunacağız. Akşam ana haberi kaldırıyoruz. Gün boyu haber sunan bir ekranda ayrıca ana habere ne gerek var? Bu arada bir avantajımız da olacak…. - Nasıl bir avantaj? - NTV önümüzdeki sezon eğlenceye ağırlık verecek… Habercilikte meydan bize kalacak… Önümüzdeki dönemin en çok izlenen haber kanalı olacağız… - Peki ya Ayşenur Aslan?.. - Ona lâf söyletmem… O, benim için de CNNTÜRK için de çok değerli.. Programı aynen devam edecek… Kendisi geri adım atmadıkça medya mahallesi ekranda olmaya devam edecek… - Ayşenur Aslan’ın programlarının devam etmesi bizler için de iyi olacak çünkü çok malzeme çıkıyor… Çok başarılı bir program yapıyor Ayşenur Aslan… Ancak… Bizim aldığımız duyumlara göre Cüneyt Özdemir ve Ahmet Hakan henüz CNNTÜRK’le sözleşme imzalamış değiller… atv, yeni yayın döneminde ankormanlık yapması için Cüneyt Özdemir’e büyük baskı yapıyor… Görüştüğümüz atv yöneticileri, Cüneyt Özdemir’in yeni ankormanları olacağı konusunda hem iddialı hem de ısrarlılar… Ahmet Hakan da iyileştikten sonra NTV yönetimi ile bir kez daha görüşecek… Nihai kararını ondan sonra verecek… da her zaman olduğu gibi medya mahallemizin haberlerini herkesten önce yayımlayacak… Mehmet Ali Birand’a gazetecilere olan sevgisi ve yardımı esirgemeyen gazeteci cömertliği için bir kez daha teşekkür ediyoruz… Geriye dönüp baktığımızda, her iki dünya savaşının da küresel güç dengelerinin sarsıldığı ve artık sürdürülemez olduğu zaman dilimlerinin ardından yaşandığını görmekteyiz. Buradan hareketle bir üçüncüsü kapıda mı? Olgulara bakalım...Birinci Dünya Savaşı imparatorlukların sürdürülebilir olmaktan çıktığı, yeni enerji kaynağı olarak petrolün değer ve önem kazandığı bir ortamda, Almanya’nın kendisine sömürge aradığı koşullarda çıktı. Osmanlı İmparatorluğu iç ve dış dinamiklerin birleşmesiyle çöküş yaşamaktaydı. Dönemin süper gücü İngiltere önderliğindeki İtilaf Devletleri’nin paylaşım hedefiydi. Bu nedenle savaşın içinde Rusya’da yaşanan devrim, anılan ülkeyi savaş dışında bıraktı. Sonuç olarak savaş, mevcut düzeni daha iyi sürdürebilmek isteyen İtilaf Devletleri’yle aralarına daha sonra ABD de katıldı kendine yeni hayat alanı arayan Almanya ve mevcut düzeni korumak isteyen ortakları arasındaydı. İkinci Dünya Savaşı öncesinde ise ilkine benzer şekilde kurulu düzene isyan vardı. İsyanın başını Almanya çekmekteydi. Birinci Dünya Savaşı’nın dayattığı durumu ortadan kaldırmaya ve kendine hayat alanı açmaya yönelikti. Doğal ortağı ise İtalya idi. Oysa artık dünyanın tek egemeni olmaktan çıkan İngiltere ve ortağı Fransa ise mevcut düzeni sürdürmekten yanaydı. Sovyetler Birliği’ni SB de yanlarına aldılar. ABD’nin savaşa katılımı dengeyi değiştirdi ve yeni bir dünya düzeni kuruldu. SB’nin çöküşüyle dünya tek kutuplu hale geldi. Şimdi bu düzen sarsılmış durumda...Küresel güç dengelerinde değişim yaşanıyor. Pozisyonunu korumak isteyen ABD ve Batı bir yanda, mevcut duruma itiraz eden geniş bir çoğunluk diğer yanda. Bu geniş çoğunluk mevcut durumdan şikâyetçi ama durumu değiştirme gücüne sahip değil. Bu kesimin başat unsurları Çin ve Rusya, mevcut durumu değiştirebilecek güce ulaşabilmiş değiller. Ancak bu yolda ilerliyorlar...Mevcut düzenin baş koruyucusu ABD, küresel boyutta giderek zayıflıyor ama pozisyonunu korumak istiyor. Ekonomik gücü kişi başına 65 bin dolar civarında, 1945’te dünya GSMH’sinin yüzde 50’sini üretirken günümüzde yüzde 20’lerde küresel ölçekte geriliyor. Askeri güç üstünlüğünü sürdürüyor. Ancak zayıfladığının bilincinde olduğu için giderici adımlar atıyor. NATO’yu kullanıyor. Çin ve Rusya, NATO strateji belgesine “düşman” olarak girmiş durumda. Pasifik’te AUKUS’u, İngiltere ve Avusturalya’yla birlikte kurdu. Hindistan ve Japonya ile QUAD ruhunu canlandırdı. Esas rakibi Çin henüz daha büyük atılımlar için hazır değil. Hem ekonomik kişi başı yıllık geliri 12 bin dolar civarında hem de askeri gücünü hazır edemedi. Dünya liderliği iddiası için çok emek vermesi lazım. RF ise ekonomik olarak çok büyük bir güç değil. Askeri gücünün ağırlığını ise nükleer kapasitesi belirliyor. İki gücün birlikteliği ileride belirleyici olabilir. Mevcut düzeni yıkma isteği onlardan gelecektir ama hazır değiller!Bu manzara bize ne diyor? ABD bulduğu her fırsatı değerlendirerek rakiplerini çatışmalara yöneltmek istiyor. Rusya-Ukrayna savaşıyla NATO kapsamında gücünü tahkim etti. Rusya’yı zayıflatmayı geçici de olsa başardı. Pelosi’nin Tayvan ziyareti Çin’i erken bir çatışmacı tutuma zorlamaktı. Çin boşa çıkan blöfüyle itibar kaybetse de oyuna dolaylı tutumla rakiplerini savaştırarak zayıf düşürmek istiyor ama kendisi savaşmak istemiyor. Tek sorunu Avrupa enerji jeopolitiğinin sürdürülebilir olmaması nedeniyle NATO çerçevesindeki dayanışmanın zamanla zayıflamasıdır. Amacı ise nettir Çin ve Rusya’yı zayıflatarak mevcut düzeni muhafaza etmek...Çin ve Rusya da mevcut durumları itibarıyla büyük savaştan yana halde “Büyük Savaş” yakın değil; kaçınılmazlığı ise zamana ve güçler dengesindeki gelişmelere bağlı... Kamuoyunda “Cübbeli Ahmet Hoca”olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü hakkında operasyon yapılacak’ iddiası gündeme geldi. İddianın sahibi ise Hürriyet yazarı Ahmet Hakan. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın, adını anmadan Ünlü’ye yönelttiği eleştirileri değerlendiren Hakan, “Adnan Oktar’ın telefonunun ardından, sabahın köründe bir de Cübbeli’nin telefonu mu gelecek bana?” dedi. Ahmet Hakan, “Bu ne ciddiyetsizlik” başlığıyla yayımlanan yazısında “Diyanet İşleri Başkanı en son Adnan Oktar’ı sert eleştirmiş, ardından Adnan Oktar grubuna operasyon gelmişti” ifadesini kullandı.”Acaba? Cübbeli’ye de mi?” diyen Hakan, şöyle devam etti “Ne yani? Adnan Oktar’ın telefonunun ardından, sabahın köründe bir de Cübbeli’nin telefonu mu gelecek bana Hafazanallah! Hafazanallah!” NE OLMUŞTU? Kamuoyunda Ahmet Mahmut Ünlü olarak bilinen Cübbeli Ahmet’in anlattığı Abdülkadir Geylani’nin pişmiş tavuğu canlandırdırma hikayesi üzerine Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nde yaptığı konuşmada bu duruma dikkat çekmişti. “Din, kesinlikle, ticari beklentilerin, çıkar tutkusunun, popülist kaygıların aracı ve payandası haline getirilmemelidir” diyen Erbaş, şöyle devam etmişti “Dinin temel kaynaklarına ve akla aykırı, gerçeklere dayanmayan söylemler, hikâyeler, rüyalar üzerinden din anlatılarak vatandaşlarımızın samimi duyguları istismar edilmekte ve sömürülmektedir.” iddiasında bulunmuştu. Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇 Cübbeli Ahmet Hoca, dergisinin merkezine Atatürk posteri asınca cemaati ayaklandı. İsmailağa Cemaati'nin yayın organı Furkan, Cübbeli Ahmet'i işyerine Atatürk posteri asmakla suçlayıp sordu 'Ahmet Hoca, Arifan Dergisi'nin merkezine Atatürk resmi mi astı?'Jet-ski'li fotoğraflarıyla gündem olan Cübbeli Ahmet Hoca, bir televizyon programında da Atatürk'ü övmüştü. Furkancılar ile Cübbeli Ahmet'in arası bir süredir Habertürk'e göre Cübbeli Ahmet Ünlü, şimdi de Furkancılar adlı grubun sert eleştirileriyle karşı karşıya geldi. Eleştirinin nedeni ise şu Cübbeli Ahmet'in himayesinde 2007'den beri yayımlanan Kasr-ı Arifan Dergisi'nin Bağcılar'daki merkezine Atatürk portresi asılmasına cemaat içersindeki Furkancılar kanadı tepki gösterdi. Furkan Dergisi'nin son sayısında Enes Mollaoğlu imzasıyla ve 'Cübbeli Ahmet Hoca'ya bir soru' başlıklı yazıda Cübbeli Ahmet'e yönelik eleştirilerin ardından şöyle deniliyor'Şahit olduğumuz bir şey var ki, bizi gerçekten şaşırttı. Doğru veya yarı doğru tevil yapma niyetimizi bile sıfırladı. Bu sebeple tevile kaçmadan, direkt kendisinden öğrenme niyetiyle, burada alenî olarak ifâde ediyoruz. 'Neden kendisine sormayıp da, burada yazıyorsunuz?' diyenlere peşinen cevap vermiş olalım; telefonlarımıza çıkmıyor, bizle görüşmekten imtina ediyor nedenini kendisine sorabilirsiniz. Soru, kestirme şekliyle şu Ahmed Hoca, x çıkardığı Kasr-ı Arifan dergisinin merkezine, 5 Mustafa Kemal'in resmini o, neden astırdı?.. Maarifet ehli olmayışımız, siyaseti beceremeyişimiz sebebiyle anlayamadığımız bir durum varsa şayet, bilelim.'Furkan Dergisi, İsmailağa Cemaati'nin ilk yayın organlarından biri. Dergi, cemaatin lideri olan Mahmut Ustaosmanoğlu'nun yeğeni Sadeddin Ustaosmanoğlu tarafından 1995'ten beri çıkarılıyor. Furkan grubu, cemaat içerisinde İBDA-C lideri Salih Mirzabeyoğlu'na olan yakınlıklanyla da biliniyor. Furkancılar, Cübbeli Ahmet'in daha önce Show TV Ana Haber'de Atatürk'ü övücü sözlerinin de cemaati rahatsız ettiğini öne Arifan Dergisi'nden bir yetkili de konuyla ilgili soru üzerine, derginin Bağcılar'daki eski merkezinde Atatürk resmi olduğunu doğruladı, ancak yeni taşındıkları Fatih'teki merkeze Atatürk resmi asmadıklarını Cübbeli Ahmet'e yönelik eleştirileri Atatürk posteriyle sınırlı değil. Furkancılar, cemaatin müzik dinlemeyi günah saydığını, ancak Cübbeli Ahmet'in kurduğu Lalegül FM adlı radyoda devamlı müzik yayını yaptığını öne sürüyorlar. Furkancılar, radyonun 8 Mart'ta düzenlediği kuruluş yıldönümü programında canlı müzik yayını yapılmasını da göre tartışmaların asıl önemli nedeninin, cemaat içindeki liderlik rekabeti olduğu iddia ediliyor. Yaşı ilerleyen Mahmut Ustaosmanoğlu'ndan sonra kimin cemaate lider olacağı bilinmiyor. Son gerilimin de bu rekabetin bir parçası olduğu ifade ediliyor. Cübbeli Ahmet Hoca, popülerliğinden dolayı Ustaosmanoğlu sonrası için en güçlü lider adaylarından biri olarak görülse de son yaşanan tartışma işinin hiç de kolay olmadığını gösteriyor. Cübbeli, Malta'da jet-ski'ye binerken çekilmiş resimleriyle de uzun süre gündemde kalmıştı. Bu yazı alınmıştır. Ahmet Kaya’nın mezarı nereye taşınacak İstanbul’a mı getirilecek. Paris’teki mezarlıkta bulunan Ahmet Kaya’nın mezarının Türkiye’ye getirilmesi gündemde. Ahmet Kaya’nın mezarı nerede? Son dakika haberine göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ailesinin istemesi takdirde Ahmet Kaya’nın Paris’teki mezarının getirilmesi için gereğinin yapılabileceğini söyledi. Bu açıklama üzerine insanlar ünlü sanatçının mezarının nerede olduğunu araştırmaya başladı. İşte Ahmet Kaya’nın mezarı nerede? Ne zaman öldü? Merak edilen detaylar haberimizde… Paris’te Ahmet Kaya’nın mezarı nerede hangi mezarlıkta sorusu. Ahmet Kaya’nın mezarı taşınacak mı Türkiye’ye ailesi ne diyor bilgisi. Ahmet Kaya’nın mezarı nerede? Bu gün yapılan açıklamalar sonrasında ünlü sanatçı Ahmet Kaya’nın mezarı tekrardan gündeme açıklama üzerine insanlar ünlü sanatçının mezarının nerede olduğunu araştırmaya başladı. Son dakika haberine göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ailesinin istemesi takdirde Ahmet Kaya’nın Paris’teki mezarının getirilmesi için gereğinin yapılabileceğini söyledi. İşte Ahmet Kaya’nın mezarı nerede? Ne zaman öldü? Merak edilen detaylar haberimizde… Ahmet Kaya, 28 Ekim 1957 tarihinde Malatya’da bir ailenin beşinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Anne tarafından Türk, baba tarafından Kürt kökenli bir aile çocuğudur. Genç yaşta müzikle tanıştı. 1980 ve 1990 yıllarında albümler ve verdiği konserlerle popüler biri haline gelmiştir. Daha sonra siyasi nedenlerden dolayı hapis cezası yattı. Daha sonra 12 Eylül Darbesi ve sonrasında oluşan siyasi atmosfer nedeniyle hayatı tamamen değişti. Daha sonra Paris’e yolculuk eder. 16 Kasım 2000 tarihinde Fransa’nın başkenti Paris’te vefat eder. 1 yayınlanmamış 18 albümü ve 200’e yakın şarkısı bulunur. Tüm Türkiye tarafından sevilip sayılan bir ses sanatçısıdır. 2013 yıllında Çankaya Köşkünde Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü, Müzik alanında Ahmet Kaya’ya verildi. Ahmet Kaya Mezarı Nerede, Nasıl Gidilir? Ahmet Kaya Mezarı, Fransa’nın başkenti Paris’in merkezindeki en büyük mezarlık olan Père Lachaise Mezarlığı’nda bulunur. Buraya 2 ve 3 numaralı metro hattı ile ulaşım sağlayabilirsiniz. Ahmet Kaya’nın mezarı 71 nolu bölgede bulunur. Mezarın mermeri beyazdır. İlginizi Çekebilir Yağmur beklenen iller 7-8 Ağustos İllere göre hava durumu, yağmur beklenen iller ve saatleri. Meteoroloji birçok ili yağışlar konusunda uyardı. …

ahmet te mi ahmet de mi